HEKİMLER AÇISINDAN TAKSİRLE YARALAMA SUÇU
Ülkemizde hekimlik uygulamalarıyla ilgili en fazla karşılaşılan suç, hekimin taksirle yaralama suçudur. Taksirle yaralama suçu, daha önce bahsettiğimiz gibi hekimin taksirli eylemi sonucunda hastasının ölümü dışında sağlığına verdiği herhangi bir zarar nedeniyle oluşan suçtur. Taksirle yaralama suçu TCK nın 89. Maddesinde tanımlanmıştır.
Madde 89- (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır
Taksirle yaralama suçunun yaralanmanın ağırlığına bağlı olarak ağırlaştırılmış cezayı gerektiren şartları aynı kanun maddesinin 2. ve 3. fıkrasında tanımlanmıştır.
M89-(2)Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) Vücudunda kemik kırılmasına, c) Konuşmasında sürekli zorluğa, d) Yüzünde sabit ize, e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
M89-(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
Kanun maddelerinin fıkralarından da anlaşılacağı üzere 89/2 de sayılan durumlara neden olunduğunda ceza 1.5 katına, 89/3 de sayılan durumlara neden olunduğunda ceza 2 katına çıkarılarak uygulanacaktır.
Taksirle yaralama suçunun takibi şikayete bağlıdır. Şikayet yalnızca dava açılabilmesi için değil, dava açıldıktan sonra da bulunması gereken ve bulunmaması her türlü yargılama faaliyetine engel olan bir yargılama şartıdır. Yani şikayetin varlığında bile, mahkemece karar verilene kadar şikayetin devamı gerekmektedir. Yargılamanın herhangi bir aşamasında şikayetin geri alınması veya şikayetten vazgeçilmesi durumunda soruşturma veya kovuşturmaya devam edilemez. Suçun şikayet süresi 6 ay olarak belirlenmiştir. Bu süre içinde suçla ilgili şikayet olmazsa ya da şikayetten vazgeçilirse artık soruşturma ve kovuşturma yapılması mümkün değildir. Ancak, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, (2.ve 3. Maddedeki durumlar meydana geldiyse) şikayet aranmaz. Bilinçli taksirin söz konusu olduğu kanaatine varılacak olursa, kamu davasına şikayet aranmaksızın devam edilecek, aksi durumda, basit taksirle işlenmiş eyleme ilişkin şikayet bulunmadığından, kamu davasının düşmesine karar verilecektir. Teorik olarak bilinçli taksirle işlenen yaralama eyleminde şikayet aranmazken, pratikte hekimin mesleki uygulamalarıyla sebep olduğu yaralanmalardan savcılık ve idari makamların şikayet haricinde haberdar olmaları pek mümkün görünmemektedir.
Taksirle yaralama suçu ister bilinçli taksirle ister basit taksirle işlenmiş olsun uzlaşmanın mümkün olduğu suçlardandır. Uzlaşma prosedürü sonunda taraflar arasında uzlaşma sağlanırsa kovuşturmaya gerek olmadığı kararıyla takip sonlandırılır. Taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle ayrıca tazminat davası açılamaz. Uzlaşmadan önce aynı konu ile ilgili tazminat davası açılmışsa da mağdur açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Taksirle yaralama suçunun en ağır sekliyle cezasının üst limiti 2 yıldır. Yani taksirle yaralama suçundan dolayı 2 yıldan fazla hapis cezası verilmesi mümkün değildir. Ancak suç bilinçli taksir olarak kabul edilirse verilebilecek cezanın üst sınırı 3 yıla çıkar. 2 yıl ve altındaki hapis cezalarının ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.
Türk Ceza kanununda hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olarak nitelendirilmiştir. Kısa süreli hapis cezası TCK nın 50. maddesinde belirtilen adli para cezasına ve meslekten geçici men gibi tedbirlere çevrilebilir. Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
SON SÖZLER:
Sonuç olarak bilinçli taksir durumu hariç olmak üzere taksirle yaralama suçu nedeniyle sağlık personeli ve hekimin cezaevine girme durumu pratik anlamda bulunmamaktadır. Ancak ceza olarak verilebilecek meslekten geçici yasaklama durumları ve ceza davası sonrasında açılabilecek tazminat davalarının sonuçları daha ağır olacaktır.
Son Yazılar
Hepsini GörT.C. İstanbul Anadolu XX. İŞ MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/XX Esas KARAR NO : 2022/XX HAKİM : XXX...
T.C. İstanbul Anadolu xxx. MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/xxxx KARAR NO : 2022/xxxxx HAKİM :...
Comments